29 Ocak 2010 Cuma

Adamim D-Rose :)

Beklenen haber bugun sabaha karsi geldi. Chicago Bulls formasi giyen Derrick Rose 14 Subat'ta Dallas'da yapilacak olan NBA All-Star macinda oynamaya hak kazandi. Boylelikle D-Rose, Michael Jordan'dan bu yana All-Star macina cagirilan ilk Bulls oyuncusu oldu. Rose ayrica All-Star haftasonunda Rookie-Sophomore macina ve TacoBell Skills Challange'a da katilacak. Sabah bu haberle uyanmak nedense beni cok sevindirdi. Bir insan hayatinda macina gitmedigi hatta bulundugu sehre bile gitmedigi takimi bukadar mi sever???

Bu arada formasini giydigim Istanbul AFK Cavaliers takimi da dun aksam sezonun ikinci yarisi icin calismalarina basladi. Cok yogun bir katilim oldugu soylenemezdi ama gene de bir yerden baslamak lazim. Sezonun geri kalan bolumunde Istanbul AFK'ya basarilar dileyin, 43 numaraliyi iyi izleyin :)

28 Ocak 2010 Perşembe

Dersimiz Avatar101

Sanirim bu post en cok Can arkadasimin ilgisini cekecektir :) Evet dun sonunda babamla James Cameron amcanin yazip yonettigi Avatar adli filme gittik. Acikcasi cok etkilendim filmden. Ama bu pek herkesin bahsettigi turden etkilenme degildi. Filmle ilgili ne bir konu ne de bir kritik okumadan gittim filmi izlemeye. Film hakkinda degisik oldugunu dusundugum bir kac nacizane fikrim var, daha once yazanlar olmus da olabilir, bu yazimda da bunlari aktarmaya calisacagim.

Oncelikle filmi 3D izledik. Dagitilan gozluk 3D film izlemekten daha cok isime yarayacak gibi duruyor. Sunu belirtmeliyim ki, filmden etkilenmemin sebepleri arasinda 3D olmasinin hic mi hic sebebi yok. Disardan duydugum gibi, yok efendim ustune geliyormus gibiymis, sanki sana vurucaklarmis gibi oluyormus, yok efendim birsey sana dogru gelince korkup cekiliyormussun, islanacak gibi oluyormussun geyiklerini hic yasamadim. Biraz da abartildigini dusunuyorum. Gecen gun okumustum, biri 3D izlerken kalpten gitmis diye de, kesin gidecegi varmis diye dusunuyorum artik..RIP

Filme donecek olursak, nereden baslasam ki??? Once senaryodan baslayalim. Oldum olasi fantastik romanlara ve filmlere buyuk bir sempati duymusumdur. James Cameron'in hayal gucu gercekten inanilmaz, tabi oncekilerin de hakkini vermek lazim. Bugun fantastik filmlerin bukadar hasilat yapmasinin sebebi bana kalirsa J.R.R Tolkein'dan baskasi degildir. Tabi bir de George Lucas amca gercegi var. Ne olursa olsun yigidi oldur hakkini yeme demisler. Mukemmel bir kurgu ve ozenle yaratilmis canlilar ve dis mekanlar, kisacasi bence super bir film...

Filmle ilgili bir gozlemim var. Bilmiyorum belki sizin de dikkatinizi cekmistir. Izledigim filmlerin icerisinde ilk defa insanlarin oldurulmesine ve yenilmesine sevindim. Daha onceleri insanlar hep ezilen irk olmustur. En kotu ihtimalle 2 ayri insan toplulugu savasirdi ve biri mutlaka daha acinasi ve ezik durumda olup canla basla mucadele ederdi. Genellikle insanlara karsi robotlar, insanlara karsi vampirler, insanlara karsi zombiler, insanlara karsi orklar, insanlara karsi maymunlar vs. izledik bugune kadar. Saniyorum bircok kisi icin de insanlari olurken gormek hic bukadar zevkli olmamistir.

Bir diger gozlem. Film bence acikca Amerika'nin dis politikalarini elestiriyor. En cok da Orta Dogu'da yuruttugu politikalari. Filmin bir sahnesinde yanlis hatirlamiyorsam, Jake Sully (Esas oglan) elinde Na'vi kitabiyla, Amerikan ordusu icin sunun gibi birsey soyluyor, "Karsi taraf istediklerini vermedikleri zaman onlari dusman ilan ediyorlar." Bugun de petrol icin neler yaptigini goruyoruz Amerika'nin.

Bir Mustafa filmi ile Turkiye ayaga kalkmisti. Filmi izlemedigim icin yorum yapmayacagim. Ama James Cameron, Avatar filminde Amerika'yi agir bir sekilde elestiriyor, hatta ve hatta daha da ileri gidicem, Amerika'nin gozbebegi Marine'lerini sadece isgal icin zayiflara gucu yeten bir ordu olarak gosteriyor. Ama amerika'da general bilmemne cikip hicbirsey demiyor. Turkiye'de olsa James Cameron, ki Cengiz Kameroglu filan olurdu ismi sanirim, sinir disi edilmisti simdiye kadar. Amerika'nin bukadar elestirildigi bir filmde Amerika'ya niye ozgurlukler ulkesi dendigini daha iyi anladim acikcasi, kim ne derse desin ulke ici demokrasi konusunda bizden cooooook daha ilerideler.

Filmde, sagolsun James Cameron doganin korunmasina da cok guzel bir sekilde deginmis. Ama bunun anlatilacak bir kismi yok izleyip hissetmenizi tavsiye ederim...

Filmle ilgili simdilik aklima gelenler bukadar. Muhtemelen en az bir kez daha izleyecegim sinemada. Hala filmi gormeyen varsa beraber gidebiliriz:) Aklima geldikce, ya da bir kez daha izledikten sonra Avatar'la ilgili nacizane dusuncelerimi yazmaya devam edecegim.

27 Ocak 2010 Çarşamba

Bizi neden AB'ye Almasinlar???

Aslinda bahsediceklerim cok basit seyler gibi gelebilir kulaga. Klasik yurtdisi gormus, gormemis artist geyigi de diyebilirsiniz. Ama ne derseniz deyin, bunlar aci gercekler... Ocak ayi basinda arkadaslarimla ufak bir avrupa gezisi yaptik kiraladigimiz arabayla. En cok merak ettigim seylerden biri yurtdisinda araba kullanmanin nasil bir his olduguydu. Gercekten guzel bir deneyimmis :) Istanbul'a donunce, umarim sol seridi sevmemizin nedeni Ingiliz ozentiligidir diye dusundum. Anlayacaginiz uzere Avrupa'da sol serit sadece ihtiyac halinde kullaniliyor.

Amerikan futboluna basladigimdan beri metrobus'u daha fazla kulanmaya basladim. Genelde aksamustu saat 5'ten sonra kullandigim icin de bir hayli dolu oluyor metrobus. Gercekten binmesi zor oluyor. Ama daha zor olan sey ise inmek!?! Insanimiz sagolsun birbirine saygi konusunda okadar dusuk standartlarda ki, daha inecek kisi inemeden otobuse atliyor. Inerken kapi onunde duran ve buyuk ihtimalle daha en az 20 dakika daha orda dikilecek olan adamda ise inmek icin yol istediginde dovucekmis gibi bakiyor. Ulke olarak cok misafirperveriz ama kendi insanimiza saygi konusunda sinifta kalmisiz.

2 tane basit sebep gosterdim. Bu sirada Tekel iscilerine yapilanlardan, doktorlarla ilgili yapilan yeni duzenlemelerden, butun ormanlik arazilerin satilmasindan, tarihi eserlerimizin ve muzelerimizin durumundan, cok lazimmis gibi TOKI'nin hala Istanbul'da koca koca apartmanlar yapmasindan, basimizdakilerin koy agasi tavirlarindan bahsetmeme gerek yok.

Ne olursa olsun Istanbul gibi bir tane daha yok. Bazen bu ulkeden kacmak istiyorum ama bunun kimlikle filan alakasi yok. Onca guzel seyin harap edilmesinden korkuyorum ve sahit olmak istemiyorum.

Buarada hemen belirteyim. Arabayla Viyana-Prague-Terezin-Gyor-Budapeste-Viyana gibi bir tur yaptik. Cok eglendik. Her yurt disina giden gibi ay orasi boyleydi ay burasi boyleydi olmadik cok sevdik eglendik ama gecti gitti. Bu arada beraber dolastigim arkadaslarimin hepsine cok tesekkur ediyorum tatilimi bukadar guzel hale getirdikleri icin :)

26 Ocak 2010 Salı

D-Rose for All-Star, Can for MBA :)

Benim hayatimda 2 takim vardir, biri Galatasaray digeri de Chicago Bulls. Ben cocukken cogu kisi Chicago'yu tutardi, ki bu cok normaldi cunku Michael Jordan'in oldugu takimdi ve 90'lara damgasini vurmustu. Bir kisim insan da Utah Jazz'i tutardi. Aslinda benim teorim o senelerde Chicago ile basa cikabilen baska bir takim olsaydi insanlar o takimi tutardi. Malum bizim kulturumuzde vardir ezilenlerin yaninda olmak :) 1998 yilindan sonra tabi esas Chicago taraftari belli oldu. Ben tabi ki takimimi birakmadim. Hatta ilkokuldan beri hala ayni Bulls kalem kutusunu kullaniyorum ( Evet hala kalem kutusu kullaniyorum ne olmus ? ). Uzun yillar NBA'de alt siralari kovaladiktan sonra son 2-3 senedir beni tekrar heyecanlandirmaya basladi Bulls. Hele ki gecen sene Boston ile karsilastigimiz playoff ilk tur serisi... Bu sene sezona iyi baslamasak da son 1 aydir gene iyi oynuyoruz. Tabi Derrick Rose faktoru var ortada. Bu sirada her sene oldugu gibi All-Star yaklasirken gene beni bir heyecan sardi acaba bizim takimdan biri secilir mi diye. Michael Jordan'dan beri secilen olmadi bizim takimdan. Hersene ayri bir heyecan tabi ayni Milli Piyango Yilbasi cekilisi gibi:) Son donemde gosterdikleri performanslardan dolay D-Rose ve Joakim Noah'nin secilme sanslari var. Tek uyuz oldugum nokta ise yorumcularin David Lee'yi Noah'ya tercih etmeyi dusunebiliyor olmalari... Nese umarim NBA koclari da benim gibi dusunurler... Nese basimda beni meraklandiran daha onemli seyler var, Yuksek Lisans. Belirsizlik bana cok koyuyor acikcasi. Simdi basvursam nerden baksak 1 ay surucek gelecegimin belli olmasi. Bir yandan da temmuz'da askerligin tecili doluyor. Bu da demek ki Agustos'da her turlu saclar gidiyor :)) Bir belli olsun zaten herkese benden cay :)O degil de, nankorluk gibi olmasin ama MBA isi olursa sicak biyerler olur umarim. Bugunluk bukadar..