Haftasonumu Ankara'da heba etmekle beraber, 2 gunluk eziyet ve moral bozuklugunun tek guzel yani hayatimda ilk defa Anitkabir'i ziyaret etmis olmam. Burdan takim arkadaslarim Kutalp, Koray ve Kadir'e, benim gibi ilk kez ziyarette bulunan Cagkan'a tesekkurler.
Macimiz olmasi sebebiyle cok uzun ve detayli gezemedik ne yazik ki. Ama gercekten insanin tuylerini diken diken eden bir yapi. Ayrica muzede sergilenen Ataturk'e ait parcalar olsun, savaslarin sergilenisi olsun, hersey insanin icine islercesine yerlestirilmis ve sunulmustu.
Kucuk yasta gitmedigim icin utaniyordum biraz. Ama ilkokulda gitsem cok da birsey anlamazdim diyorum simdi kendi kendime. Bilincli gitmek daha cok iz birakiyor insanda, Ataturk ve ulkemizin kurulusu hakkinda.
Bu arada ankara hakkinda bir not. Melih Gokcek'e soven herkese bir kez daha hak verdim. O sokak lambalari nedir ya? Hadi degistirilir anlarim, eskimistir, veya baska sebepten. Ama bir sokakta hem eski hem de yeni lambalardan olmasi da ayrica dusundurucu. Lambalari diken kisi de simdi cuzdani kabarik geziyodur MElih Gokcek'in kuyrugunda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder